Blog

Huzurlu bir akşamüstü, çayınızı yudumlarken yanına eşlik edecek sıcacık bir lezzet hayal edin… Cumbalı Zeytinyağı’nın eşsiz aromasıyla hazırlanan Zeytinyağlı Portakallı Kek, sadece mutfağınızı değil, kalbinizi de ısıtacak.

Mis gibi portakal suyu kokusuyla birleşen Cumabalı'nın doğallığı, bu keki hafif ve bir o kadar da unutulmaz yapıyor.
Hazırsanız, keyifle tadını çıkaracağınız bu lezzet için mutfağa geçme vakti!

Afiyet olsun.

Malzemeler:

• 3 adet yumurta
• 1 su bardağı toz şeker
• 1 su bardağı sızma zeytinyağı
• 1 su bardağı taze sıkılmış portakal suyu
• 1 portakal kabuğu rendesi
• 2,5 su bardağı un
• 1 paket kabartma tozu
• 1 paket vanilin

Hazırlık:

1. Fırını 180°C’ye önceden ısıtın.
2. Bir kek kalıbını zeytinyağı ile yağlayın ve hafifçe un serpin.

Yapılışı:

1. Şeker ve Yumurtayı Çırpın: Derin bir kapta yumurta ve şekeri mikserle açık renkli ve krema kıvamına gelene kadar çırpın.
2. Sıvı Malzemeleri Ekleyin: Zeytinyağı ve portakal suyunu karışıma ekleyin. Portakal kabuğu rendesini de ilave edin. Karıştırın.
3. Kuru Malzemeleri Ekleyin: Ayrı bir kapta un, kabartma tozu ve vanilini karıştırın. Ardından bu kuru malzemeleri sıvı karışıma yavaşça ekleyin ve homojen bir kıvam elde edene kadar karıştırın.
4. Kalıba Dökün: Hazırladığınız karışımı kek kalıbına dökün.
5. Pişirme: Önceden ısıtılmış fırında 35-40 dakika kadar pişirin. Kürdan testi ile kontrol ederek piştiğinden emin olun.

Kekiniz soğuduktan sonra dilimleyerek servis yapabilirsiniz. Üzerine pudra şekeri serpebilir veya portakal dilimleriyle süsleyebilirsiniz. Yanında bir fincan çay veya kahveyle harika gider!

Ahlarla vahlarla sıcak, kupkuru bir yaz geçirdik. Bolca kaygı, bolca umutla hasadımıza Eylül sonu başladık ve Aralık’ta bitirdik. Hasat geldiğinde doğum sancısına benzer bir sancıyla başlar hasadımız. Hasat çiftçi için, yılın en pahalı, en kalabalık organizasyonudur. Sabahtan akşama kadar toplanan zeytinin, akşam makine başında çıkacak yağın, gecenin bir yarısına kadar yağı filtre etmenin peşindesindir. Bu telaş her güne yayılır. Hasadın son günlerinde sabah 05:30'da sürünerek kalkarsın. Gece 24.00'ler de tebessümle yatağa dönersin. Bu rutin; her sene, hasat boyu devam eder.

Zeytin ağaçlarımız ve meyvesi her sene olduğu gibi bu senede bizim için çok kıymetli. Öyle tahta sırıklarla, kalın çubuklarla hiç vurmadık onların dallarına. Gene hasat örtülerimizi toprağın üzerine serdik ki; meyveler yere düşmesin. Elimizdeki taraklarla sever gibi taradık dallarını ya da sırtımıza taktığımız zeytin hasat makineleriyle dallarını dostu sarsar gibi yavaşça sarstık.

Zeytin meyvelerimiz ağaçlardan toplanarak, kasalara girdi ve meyvelerimiz çok güzeldi. Yeşilin her tonu, kırmızı, mor pek çok renkli zeytin kasalarla makine başına taşındı. Makine başında sıkıma giren zeytinden nefis taze kokular, zeytinyağını makine başında tattığımızda her sene olduğu gibi bizi şaşırtan mucize lezzetler bu sene de vardı.

Şimdi o yağlarımızı tanklarımızdan ambalajlarına doldurup sizlere göndermenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Hasat bitti, başlasın şölen :)

Afiyet olsun.

Malzemeler:

3 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker (veya bal)
1 çay bardağı sızma zeytinyağı
1 su bardağı süt (isteğe bağlı badem veya yulaf sütü)
2 su bardağı un (isteğe bağlı tam buğday veya badem unu)
3 yemek kaşığı kakao
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin
1 çimdik tuz
İsteğe bağlı: Ceviz, badem veya damla çikolata

---

Yapılışı

Fırını 180°C’ye ısıtın.
Kek kalıbını yağlayarak hazırlayın veya yağlı kağıt kullanın.

Yumurta ve şekeri çırpın.
Yumurta ve şekeri mikserle 3-4 dakika boyunca beyazlaşıp köpürene kadar çırpın.

Sıvı malzemeleri ekleyin.
Karışıma zeytinyağı ve sütü ekleyerek tekrar karıştırın.

Kuru malzemeleri karıştırın.
Ayrı bir kapta un, kakao, kabartma tozu, vanilin ve tuzu eleyerek harmanlayın.

Tüm malzemeleri birleştirin.
Kuru malzemeleri sıvı karışıma azar azar ekleyip spatula ile karıştırın. Pürüzsüz bir hamur elde edene kadar devam edin. (İsterseniz ceviz veya damla çikolata ekleyebilirsiniz.)

Fırında pişirin.
Hazırladığınız karışımı kek kalıbına dökün. Önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 35-40 dakika pişirin. Kürdan testini unutmayın!

Erken Hasat zeytinyağımız 2020 ve 2024 IOOC Italy yarışmalarında; Uluslarası Jüri kararıyla Kuzey Yarım Küre'nin, en iyi ilk üç zeytinyağı arasına seçilmiş ve ödüllendirilmiştir. 

-----

IOOC (International Olive Oil Contest) İtalya, zeytinyağı sektöründe dünyanın en prestijli yarışmalarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu etkinlik, dünyanın dört bir yanından gelen zeytinyağı üreticilerini ve markalarını bir araya getirerek kalitenin, yenilikçiliğin ve geleneksel üretim yöntemlerinin en iyilerini ödüllendirir. Yarışma, yalnızca bir ödül töreni değil; aynı zamanda zeytinyağının geleceği için bilgi paylaşımının yapıldığı, üreticilerin uluslararası görünürlük kazandığı ve sektörel bağlantıların güçlendirildiği bir platformdur.

Kuzey Yarım Küre'nin En İyisi Seçkisi

IOOC İtalya’nın en dikkat çekici kategorilerinden biri, "Kuzey Yarım Küre'nin En İyisi" ödülüdür. Bu seçki, İtalya, İspanya, Türkiye, Yunanistan gibi zeytinyağı üretiminde öncü olan ülkelerin en kaliteli zeytinyağlarını öne çıkarır. Kuzey yarım küredeki üreticiler, Akdeniz/ Ege ikliminin sunduğu ideal yetiştirme koşullarını ve geleneksel yöntemlerle modern teknolojiyi birleştirerek zeytinyağının zirvesine ulaşmayı hedefler. Bu ödül, yalnızca bir başarı göstergesi değil; aynı zamanda sürdürülebilir tarım, düşük asidite, yüksek polifenol oranı ve mükemmel tat profilleriyle üstün kaliteyi temsil eder.

Zeytinyağlı Pazı Köftesi Tarifi

Malzemeler:
Köfte için:
1 demet pazı (sapları ayrılmış ve ince ince doğranmış)
1 adet kuru soğan (rendelenmiş)
2 diş sarımsak (ezilmiş)
1 çay bardağı ince bulgur
1 yemek kaşığı un
1 yumurta
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı pul biber
Tuz ve karabiber
Zeytinyağı (kızartmak için)

Yoğurt yatağı için:
1 su bardağı süzme yoğurt
1 diş sarımsak (ezilmiş)
1-2 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz

Yapılışı:
*Köfte harcını hazırlayın:
- İnce doğranmış pazıları kaynar suda 1-2 dakika haşlayıp süzün ve fazla suyunu sıkın.
Bir karıştırma kabında pazıları, rendelenmiş soğanı, sarımsağı, bulguru, unu, yumurtayı ve baharatları iyice karıştırın.

- Köfte harcını yaklaşık 10 dakika dinlendirin ki bulgur şişsin ve malzemeler birbirine iyice karışsın.
Köfteleri şekillendirin ve pişirin:

- Hazırladığınız harçtan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayarak köfteler yapın.
Bir tavada az miktarda zeytinyağını ısıtın ve köfteleri her iki tarafı kızarana kadar orta ateşte pişirin.

* Yoğurt yatağını hazırlayın:
- Süzme yoğurdu bir kaseye alın. İçine ezilmiş sarımsağı, zeytinyağını ve bir tutam tuzu ekleyip karıştırın. Servis tabağına yayarak bir zemin oluşturun.

- Yoğurt yatağının üzerine kızartılmış pazı köftelerini yerleştirin.

Afiyet olsun!

 

Malzemeler:
4 adet orta boy kereviz
1 adet limon (kararmaması için)
1 adet kuru soğan
2 adet havuç
1 çay bardağı pirinç
2 yemek kaşığı çam fıstığı
2 yemek kaşığı kuş üzümü
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 çay kaşığı tuz
1 çay bardağı zeytinyağı
1 su bardağı sıcak su
1/2 demet dereotu

-----

Yapılışı:
Hazırlık:
- Kerevizleri soyup alt ve üst kısımlarını düzleyin. Üst kısımlarını kapak gibi kesin.
- Ortalarını bir kaşık yardımıyla oyun. Kararmaması için limonlu suya koyun.

İç Harcı Hazırlama:
- Soğanı küp küp doğrayın ve zeytinyağında pembeleşinceye kadar kavurun.
- Rendelenmiş havuçları ekleyip birkaç dakika daha soteleyin.
- Çam fıstıklarını ekleyip hafifçe kavurun.
- Yıkanmış pirinci, kuş üzümünü, toz şekeri ve tuzu ilave edip karıştırın.
- 1 çay bardağı sıcak su ekleyin ve suyunu çekene kadar pişirin.

Kerevizlerin Doldurulması:
- Kerevizlerin içini hazırladığınız harçla doldurun ve kapaklarını kapatın.

Pişirme:
- Doldurduğunuz kerevizleri bir tencereye dizin.
- Üzerine 1 su bardağı sıcak su ve biraz zeytinyağı gezdirin.
- Tencerenin kapağını kapatarak kısık ateşte kerevizler yumuşayana kadar pişirin (yaklaşık 25-30 dakika).

Servis:
- Ilındıktan sonra servis tabağına alın. Üzerine ince kıyılmış dereotu serpin.

Afiyet olsun! ??
 

ZEYTİNYAĞI VE DİĞER YAĞLAR

Zeytinyağı ile yatıp, zeytinyağı ile kalktığımız ülkemiz ve diğer Akdeniz ülkeleri dışında, tüm dünyada ne kadar zeytinyağı tüketiliyor? Cevap; Sadece % 3. Evet yanlış okumadınız sadece %3.

Peki bu kadar geniş coğrafyanın yağ kullanım alışkanlığı nedir? En çok hangi yağlar tüketiliyor? Sıralama şöyle;
Palm Yağı,
Soya Yağı,
Kanola Yağı,
Ayçiçek Yağı ve diğerleri.

İşte o diğerleri kısmında zeytinyağı %3 ile çok küçük bir paya sahip. Şunu da unutmamak gerekir, bu pay %4 olsa, zeytinyağı bugünkü üretim miktarıyla, tüketime yetmeyecektir. Çünkü dünyadaki ağaç sayısına baktığınızda ulaşabileceğimiz maksimum rekolteye ulaşmış durumdayız. “Biz şanslıyız” dediğinizi duyar gibiyiz. Doğru çok şanslıyız. İyi ki böyle bir coğrafyada yaşıyoruz, iyi ki bir zeytin ülkesiyiz. Yoksa yukarıda sıraladığımız Palm, Soya ya da Kanola yağı beslenme biçimimizi belirleyecekti.

Peki asıl şanslı olduğumuz nokta nedir? Lezzetini, kokusunu, yemeklerini sevdiğimiz zeytinyağı ile diğer yağlar arasındaki farklar nedir?

- Natürel Sızma Zeytinyağı hiçbir katkı maddesi içermez. Tükettiğimiz zeytinyağı, bilinçli yapılmış tarımdan eld edilen bir ürünse içinde hiçbir pestisit ve kalıntı maddesine rastlanmaz. Eğer ölçülü kullanılırsa, en sağlıklı yağ seçeneği olarak kabul görmektedir. Diğer yağlar ise yüksek oranda işleme tabii tutulmuş, fiziki formu değiştirilmiş (katılaştırılmış) trans yağlar sağlık açısından olumsuz bileşikler içerebilmektedir.

- Zeytinyağı; İnflamasyon, kronik hastalıkların önlenmesi ve pek çok sağlık konusunda önemli yeri olan tekli doymamış yağlar, polifenoller ve antioksidanlar açısından son derece zengindir. Bazı diğer bitkisel yağların da içeriğinde bol miktarda tekli doymamış yağlar bulunsa da ısıtıldıklarında aynı kalamazlar.

- Zeytinyağı, özellikle Natürel Sızma Zeytinyağı burunda ve damakta belirgin olarak meyvemsilik, acılık ve yakıcı tadlar bırakır. Salatalardan, ekmeğinizi batırmaya, soğuk mezelerden, sıcak yemeklerinizi sonlandırmaya kadar sofranızın her lezzetinde kullanmak için idealdir. Diğer yağlar lezzet açısından nötr yağlardır. Lezzet açısından etkileri yok denecek kadar azdır.

- Zeytin meyvesinin içerisindeki yağı almak için yüksek ısılara, kimyasallara ve uzun işleme sürelerine ihtiyaç yoktur. Halbuki kanola ve bitkisel diğer yağlar, işleme sürecindeki müdahaleler ve sürecin uzunluğu nedeniyle zeytinyağında olan doğal antioksidan ve vitaminleri barındırmazlar.

- Şimdi bahsedeceğimiz ve teknik olarak Duman Noktası (Halk arasında yağ yandı). 
Eğer restoran sahibi değilseniz ve derin küvetlerde tavuk ya da patates kızartmıyorsanız bu konu sizi ilgilendirmiyor. Çünkü zeytinyağında duman Noktası 190 C olup, sağlıklı kullanıma gayet uygundur. Bir düdüklü tencerede ısı 130 derecelere çıkıyor. Bu sıcaklık tencere yemeklerinde ise suyun kaynama noktası diye bildiğimiz 100 C civarıdır. Evde yaptığımız kızartmalar da ise maksimum 160 C dir. O zaman zeytinyağında handikap gibi gösterilen bu konunun büyük bir yanılgı olduğunu söylemek zorundayız. 

- Natürel sızma zeytinyağı, titiz üretim süreci, kayıplar (Zeytin meyvesinde %20-28 oranlarında yağ bulunur, kalite için bunun bir miktarından vazgeçilir) ve kalite gibi sürecimizin ayrılmaz unsurları nedeniyle daha pahalıdır. Diğer yağlar endüstriyel bakış açısıyla üretildiklerinden, daha ucuzdurlar.

- Lezzeti, doğallığı, Akdeniz diyeti ve her geçen gün sağlıkla ilgili pek çok konuda ortaya çıkan faydaları nedeniyle zeytinyağı tüm dünyanın istediği bir yağ haline gelmiştir. Diğer yağlarsa yemek kültürleri ve maliyetinin düşüklüğü nedeniyle tercih edilmektedir.

Afiyet olsun, şifa olsun...

Zeytinyağlı Elmalı Turta Tarifi

Malzemeler
Hamur için:
2 su bardağı un
1/2 su bardağı zeytinyağı
1/4 su bardağı soğuk su
1 yemek kaşığı elma sirkesi
1 çay kaşığı tuz

İç harcı için:
4-5 adet orta boy elma
1/2 su bardağı şeker
1 çay kaşığı tarçın
1/4 çay kaşığı muskat rendesi (isteğe bağlı)
1 yemek kaşığı limon suyu

Hazırlanışı
- Fırını 180°C'ye ısıtın.
- Hamur için: Bir kapta un ve tuzu karıştırın. Zeytinyağı, su ve elma sirkesini ekleyip yoğurun.
- Hamur toparlanınca, üzerini örtüp 30 dakika buzdolabında dinlendirin.

İç harcı için:
- Elmaları soyup küçük küpler halinde doğrayın.
- Bir tavada şeker, tarçın ve muskat ile karıştırıp orta ateşte pişirin.
- Elmalar yumuşayınca limon suyunu ekleyin ve ocaktan alın.
- Hamuru iki eşit parçaya bölün. İlk parçayı açıp yağlanmış tart kalıbına yerleştirin.
- Elmalı harcı hamurun üzerine yayın.
- Diğer hamur parçasını da açıp üzerine kapatın. Kenarlarını sıkıca bastırın.
- Üzerine çatalla delikler açın ve fırçayla zeytinyağı sürün.
- Önceden ısıtılmış fırında 35-40 dakika, üzeri altın rengi oluncaya kadar pişirin.
- Fırından çıkarıp ılımaya bırakın. Dilimleyerek servis yapın.





 

Zeytin Hasatımız Yaklaştı,
Zeytin Ağaçlarımızda ki Son Durum!

Ege’de 2024 hasatı için geri sayıma başlıyoruz. 2024 senesi tüm Türkiye genelinde, bilhassa zeytin özelinde zor bir yıl olarak hatırlanacak. 

İlkbahar aylarında şahane bir çiçeklenme ve bu çiçeklenmenin hakkını veren bir tomurcuklanma yaşadık. Ancak sonrasında etkisi kesilen rüzgâr ve geçirdiğimiz kış aylarında soğuklanmanın yeteri kadar olmaması nedeniyle, mantar Ege genelinde ağaçları etkiledi. Pek çok bahçede, zeytinlerin daha tomurcukken döküldüğüne şahit olduk. Bahçemiz, görece yüksek rakımlı olduğu için rüzgârın tamamen kesilmemesinin sağladığı avantajla bu dönemi çok az meyve kaybıyla atlattık. 

Geç bahar dönemine gelince zeytinlerimiz belirmeye başladı. Onları görmek bereketli bir seneyi müjdeliyordu zira ağaç üzerindeki zeytin görünümü gayet iyiydi.

Yaz mevsimine geldiğimizde ise zeytinlerimiz için başka bir sınav başladı. Yaz mevsimi zeytin meyvesinin büyüyüp hasata kadar gelişeceği dönemdir. Hava koşulları yine bize bir oyun oynadı. Haziran başından Ağustos sonuna kadar sıcaklık değerleri adeta hiç düşmeyen bir tansiyon gibiydi. Sıcaklık 35°’nin altına hiç düşmedi. Üç ay boyunca, arazide zeytinlerle beraber biz de bu bunaltıcı sıcaklığı yaşadık.

Nihayet Eylül ayı geldi ve hava 30°’nin az da olsa altına inerek ağaçların tansiyonunu düşürdü. Zeytinlerimiz şu an ortalama 50 kuruş kadar bir büyüklüğe sahip. Bunun sebebi hava koşullarının tetiklediği su stresi. Zeytinlerimiz bu sene su stresine girdiği için aromatik olarak daha yoğun bir sene olmasını bekliyoruz. Her ne kadar zeytin dane büyüklüğü düşmüş olsa da, nefaset olarak yüksek ve çok tatmin edici bir sene olacağını düşünüyoruz. 

Her sene olduğu gibi bu sene de yapacağımız deneme hasatımız ve birkaç deneme sıkımından sonra, sizlere zeytinyağımızdaki kalite, aroma ve nefaset hakkında bilgilendirmeler kaleme alacağız. 

Tüm çiftçilere huzurlu ve bereketli bir hasat dönemi diliyoruz.
 

Malzemeler:
Hamur için:
- 1 çay bardağı Cumbalı Zeytinyağı
- 2 su bardağı ılık su
- 1 su bardağı kaymaksız yoğurt
- 1 tatlı kaşığı instant-kuru maya
- 1 çay kaşığı kabartma tozu
- 1,5 tatlı kaşığı tuz
- 7 su bardağı un

İç harcı için:
- 500 gr ısırgan otu (ayıklanmış ve doğranmış)
- 2 adet orta boy soğan (İnce doğranmış)
- 2 su bardağı çökelek
- Tuz, karabiber, kırmızı pulbiber

Böreğin üzerine sürmek için:
- 1 yumurta sarısı
- Susam

Yapılışı:
- Hamur malzemelerini geniş bir kaba alın. Önce sıvı malzemeleri karıştırın, sonra kuru malzemeleri ekleyerek yoğurmaya başlayın. Ele yapışmayan, yumuşak bir hamur elde edinceye kadar yoğurun.

- Hamuru sekiz parçaya bölüp üzerlerini kapatarak 30 dakika dinlendirin.

- İç harcı için, soğanları zeytinyağında pembeleştirin. Isırgan otlarını ve çökeleği ekleyip birkaç dakika daha kavurun. Tuz ve karabiber ekleyip karıştırın ve soğumaya bırakın.

- Her bir hamur parçasını mümkün olduğunca ince açın. Üzerine iç harçtan yayın ve rulo şeklinde sarın. Sarılan ruloyu yılan gibi kıvırarak tepsiye yerleştirin.

- Tüm hamurları aynı şekilde hazırlayıp tepsiye dizin. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp susam serpin.

- Önceden ısıtılmış 180°C fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 30-35 dakika pişirin.

- Servis etmeden önce 10-15 dakika bekletin.

Afiyet olsun!

Son zamanlarda "soğuk sıkım zeytinyağı" etiketli paylaşımlarda gördüğümüz ve markaların ürünlerini anlatırken sıkça kullandığı “soğuk sıkım zeytinyağı nedir?" ibaresini anlamak için "zeytinyağı nasıl elde edilir?" konusundan bahsetmek gerekli aslında. 

Zeytinyağı üretmek teoride kolay, pratikte karmaşık bir iştir. Yapılması gereken zeytinleri ezmek, ezilmiş bu zeytinlerden, meyvenin posasını, suyu ve nihai olarak yağı ayırmaktır. Geçmişte bu iş el yordamıyla ve emek yoğun bir süreç olarak yapılmış. İlk zeytinyağı üretiminde zeytin ayakla ezilir, sıcak güneş altında bekletilir ve çıkan yağ bir kap yardımıyla toplanırdı. Bu güneş altında bekletme ve tekrar tekrar çiğneme işi ezilen zeytinde yağ bittiği düşünülene kadar tekrarlanırdı. Daha sonraki zamanlarda, insan gücünün yerini at, katır gibi hayvanların döndürdüğü taş değirmenler yardımıyla bu üretim devam etti. 

Bugüne geldiğimizde, ışıl ışıl parlayan kontinü sistem içerisinde ise zeytin üretimin bir ucundan meyve olarak girer, hiç duraksama olmadan diğer ucundan yağ olarak alınır.  Temelinde santrifüj teknolojisinin yer aldığı bu üretimde katılardan sıvıların ve sonrasında sıvılardan gene sıvıların ayrışma süreci bu teknolojiyi kabaca anlatmak için yeterli olur. 

O zaman şu soru aklınıza gelebilir: Bu kadar basit olan bir üretimde teoride kolay, pratikte zor olan nedir?

Pek çok zeytinyağı markasının, farklı zeytinyağlarını tattığınızda lezzet farkları olduğunu görürsünüz. Peki, benzer üretim tekniklerinin kullanıldığı bu süreçlerden nasıl bu kadar farklı yağlar çıkıyor? İşte burada, prosesin sadece fiziksel olarak zeytini işlemekten ibaret olmadığını bilmenizi isteriz. Lezzetli ve teknik olarak kendi özelliklerini koruyan bir zeytinyağının üretimi, tüm üretim sürecine hakim olmayı gerektirmektedir. Uzun uzun kalite basamaklarını, üretim süreçlerini farklı konu başlıkları altında sizlere belki daha sonra anlatırız. Şimdi tekrar konumuz soğuk sıkıma gelelim. 

Kontinü sistem, bugün sanayi verimliliği adı altında, üreticilere bazı alternatifler de sunmaktadır. Zeytini ezerken farklı bıçak ve kırıcı tiplerinden tutun da hamur haline gelen ezilmiş zeytinin uzun süre bekletilmesine, ısıtılmasına, hamurdan yağ çıkarırken suyun kullanılmasına kadar pek çok alternatif sunmaktadır. Burada, üreticinin neyi hedeflediği önemlidir. Hedef, daha çok yağ çıkarmak ya da duyusal olarak kaliteli ve zeytinin karakteristik özelliklerini barındıran bir yağ çıkartmak olabilir. Isıtılmış zeytinden biraz daha fazla yağ çıkarabilirsiniz. Evet sıcak sıkım sürecinin her aşamasında o kadar dikkate ve kaliteli zeytine gerek yoktur.

Üreticiler için alternatiflerden biri de üretim hattında ekstra bir ısı kullanmamak ve üretim hattı süresince, zeytinin ısınmaması için süreci dikkatli bir şekilde yönetmektir. Basit olarak soğuk sıkımdan bunu anlamalıyız.

Uluslararası Zeytin Konseyi soğuk sıkım tanımına bir standart getirmiştir. Bu standartta zeytin ezilip hamur haline geldiği zaman yapılacak ölçümde ısının 27 dereceyi aşmamış olması gerekmektedir. Bugün, dünya standartlarında ürettiğimiz yağlarımızda üretimin her aşamasında bu ısı ölçümlerini yapıyoruz. Bu ısı ölçümlerini, kasadaki zeytinden başlatıp, seperatörden dökülen yağa kadar her aşamada devam ettiriyoruz. 

İyi yönetilmiş ve dikkatli yapılmış bir soğuk sıkım, kaliteli bir zeytinyağı için önemli bir tercihtir.

Tam mevsiminde olduğumuz “Kaya Koruğu” özellikle "Ege Mutfağı"nın benzersiz lezzetlerindedir. Denizden gelen her nimet gibi faydaları saymakla bitmez.

Bir yaz akşamı, belki balkonunuzda belki bahçenizde şahane bir eşlikçi olacak bu tarifi sizlerle paylaşmak istedik. Afiyetle!

Malzemeler:

• 500 gram kaya koruğu

• 1 adet orta boy soğan

• 2 diş sarımsak

• 1/2 çay bardağı zeytinyağı

• 1 adet limonun suyu

• Tuz

• Karabiber

Hazırlanışı:

1. Kaya koruğunu iyice yıkayın ve ayıklayın. Sert saplarını ayırın, yumuşak kısımlarını kullanın.

2. Temizlenmiş kaya koruklarını tuzlu suda 5 dakika haşlayın. Süzüp soğuk suya alın ve tekrar süzün.

3. Soğanı ince ince doğrayın, sarımsakları ezin.

4. Geniş bir tavada zeytinyağını ısıtın. Soğanları ekleyip pembeleşinceye kadar kavurun.

5. Ezilmiş sarımsakları ekleyin ve kokusu çıkana kadar kısık ateşte pişirin.

6. Haşlanmış kaya koruklarını tavaya ekleyin. Tuz ve karabiber ilave edin.

7. Kısık ateşte, ara sıra karıştırarak yaklaşık 10-15 dakika pişirin.

8. Ocaktan almadan hemen önce limon suyunu ekleyin ve karıştırın.

9. Oda sıcaklığına gelince servis yapın.

Servis Önerisi: Bu yemek genellikle soğuk olarak servis edilir. Yanında yoğurt veya sarımsaklı yoğurt ile ikram edebilirsiniz. Ayrıca, üzerine ince kıyılmış dereotu serpiştirebilirsiniz.

Not: Kaya koruğu, deniz kıyısındaki kayalıklarda yetişen, hafif tuzlu ve aromatik bir bitkidir. Bulunması zor olabilir, bu nedenle genellikle mevsiminde ve kıyı bölgelerinde yapılan bir yemektir.

Ben Zeytin Ağacıyım, 

15 Yaşımdayım…

Bakmayın siz fotoğrafa, o ilk gençliğimde çekildi.

Toprağa ilk düştüğümde, bir tohumdan ibarettim. Nemli toprağın kokusu burnumu gıdıkladı. Güneş'in sıcak elleri beni okşarken, derinlerde bir yerden suyun fısıltısını duydum. Canlanıyordum. Bir fidan oluyordum.

Bir fidan olarak toprakla buluştuğum ilk yıllarım, bir savaş meydanı gibiydi. Yazın kavurucu sıcağı beni terletirken, kışın soğuğu iliklerime işledi. Benimle üşüyen, benimle terleyen şefkatli çiftçi yoldaşım oldu. Toprak ana bazen cömert, bazen de cimri davranırdı. Su, yaşam kaynağım, bazen bol bol akar, bazen de damla damla sayılırdı. En zor koşullarda yapraklarım bir nebze solgunlaşır, dallarım güçsüzleşirdi. Ama ben pes etmedim. Toprağa kök salmıştım bir kere. Genlerimde olanın peşinden gitmeye, direnmeye mecburdum.

İlk tomurcuklarım patladığında, içimde tarifsiz bir sevinç duydum. Bir anne gibi özenle büyüttüğüm meyvelerim, zamanla olgunlaştı. Zeytin meyvesi oldu…

On beş yaşıma geldim şimdi. Artık güçlü bir ağacım. Gövdem kalınlaştı, dallarım uzadı. Köklerim toprağın derinliklerine inerek, yaşam kaynağımı güvence altına aldı. Gövdem, güneş altındayken, renk renk yapraklarım, ahengim huzur verdi.  Meyvelerim, insanların sofralarını süsledi, lezzet ve şifa verdi.

Daha genç de olsam, yaşamım boyunca birçok zorlukla karşılaştım. Ama her zorluğun ardından daha da güçlendim. Tıpkı Anadolu insanı, geyiği, kurdu, kuşu gibi. Ben, bu toprağın bir parçasıyım. Bu toprağın acılarını, sevinçlerini, umutlarını ve hepsinin karışımı direncini taşıyorum.

Zamanın Ötesinde Bir Hikâye: Zeytin ve Anadolu
Zeytin ağacı, Anadolu topraklarında kökleri tarihin derinliklerine uzanan, sadece bir ağaç olmaktan öte, bir sembol, bir kültür ve bir yaşam kaynağıdır. Bu kadim dostumuzun hikâyesi, bereket, barış ve ölümsüzlük motifleriyle örülmüş bir destandır.

Anadolu'nun Bereketli Topraklarında Doğan Bir Efsane
Bilimsel araştırmalar, zeytinin anavatanının Anadolu'nun güneydoğusunda yer alan Mardin, Kahramanmaraş ve Hatay illerini kapsayan bölge olduğunu gösteriyor. Yaklaşık 6000 yıl önce bu topraklarda yabani zeytinlerden evcilleştirilen zeytin, zamanla Anadolu'nun Akdeniz ve Ege kıyılarında yayılmış ve Akdeniz havzasının simgesi haline gelmiştir.

Arkeolojiden Gelen Kanıtlar: Zeytinin Anadolu Kökeni
Anadolu'da yapılan arkeolojik kazılar, zeytinin bölgede çok eski zamanlardan beri var olduğunu gösteren birçok bulgu ortaya çıkarmıştır. Göbeklitepe'de bulunan ve M.Ö. 9000'li yıllara tarihlenen zeytin çekirdekleri, zeytinin Anadolu'da ne kadar eski bir geçmişe sahip olduğunu gösteren en önemli kanıtlardan biridir. Ayrıca, Çatalhöyük, Hacılar ve Mersin gibi antik kentlerde de zeytinlere ve zeytinyağına dair bulgulara rastlanmıştır.

Zeytin ve Anadolu Uygarlıkları: Birlikte Gelişen Bir Miras
Anadolu'nun ilk yerleşimcilerinden bu yana zeytin, besin kaynağı olmanın ötesinde kutsal bir yere sahip olmuştur. Hititler, zeytinyağını kutsal törenlerde kullanmış, Miletliler zeytin dalını barış simgesi olarak kabul etmişlerdir. Zeytin ve zeytinyağı, Lidyalılar, İyonyalılar, Romalılar ve Bizanslılar için de önemli bir ticaret ürünü ve refah göstergesi olmuştur.

Yaşamın Kaynağı: Anadolu Zeytinyağı
Zeytinyağı, Anadolu mutfağının vazgeçilmez bir parçasıdır. Salatalarda, yemeklerde ve soslarda kullanılan zeytinyağı, sadece lezzet katmakla kalmaz, aynı zamanda sağlığa da faydalarıyla bilinir. Zeytinyağı, kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar, kolesterolü düşürür, sindirimi kolaylaştırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

Zeytin Ağacı: Anadolu Kültürünün Bir Parçası
Zeytin ağacı, sadece meyvesi ve yağıyla değil, kültürel değeriyle de öne çıkar. Anadolu'da zeytin ağacı, uzun ömürlülüğü, bereketi ve barışı simgeler. Zeytin dalları düğünlerde ve kutlamalarda kullanılır, zeytinyağı kutsal kabul edilir. Anadolu türkülerinde ve atasözlerinde de zeytin ağacına sıkça yer verilir.

Anadolu'da Zeytincilik: Bir Geçim Kaynağı ve Kalkınma Motoru
Türkiye, zeytin üretiminde ve zeytinyağı ihracatında dünyanın önde gelen ülkerinden biridir. Ülkemizin zeytinlikleri, Akdeniz ve Ege kıyılarında yoğunlaşmaktadır. Zeytincilik, Anadolu'da önemli bir geçim kaynağıdır ve tarımsal kalkınmada önemli rol oynamaktadır.

Anadolu'nun Kalbinde Yer Alan Bir Efsane;
Zeytin ve zeytinyağı, Anadolu mutfağının vazgeçilmez bir parçası ve kültürel mirasımızın önemli bir öğesidir. Anadolu'da zeytincilik, günümüzde de önemli bir geçim kaynağı ve tarımsal kalkınmada önemli bir rol oynamaktadır.

Az bilinen, bilenlerin de çoğunlukla asma yaprağı ile yaptığı bu geleneksel yemeğe, saray mutfağında da rastlanır. Hafif, lezzetli ve farklı bir kezzet için tarifi denemenizi tavsiye ederiz.

Malzemeler:

Harç için:

• 2 adet orta boy soğan

• 2 yemek kaşığı zeytinyağı

• 1 su bardağı pirinç

• 2 su bardağı su

• 1/2 su bardağı vişne (çekirdeksiz)

• 1/2 demet pazı yaprağı

• 1/2 demet taze maydanoz

• 1/2 demet taze dereotu

• 1 çay kaşığı tuz

• 1/2 çay kaşığı karabiber

• 1/4 çay kaşığı pul biber

• 1/4 çay kaşığı kimyon

• 1/4 çay kaşığı nane

Tencere için:

• 1 yemek kaşığı zeytinyağı

• 1 su bardağı su

• 1/2 su bardağı limon suyu

Süsleme için:

• Vişne

Hazırlanışı:

1. Harç için: Soğanları ince ince doğrayın. Zeytinyağını tencerede ısıtın ve soğanları yumuşayana kadar kavurun. Pirinci ekleyin ve 1 dakika boyunca kavurun. Su, vişne, tuz, karabiber, pul biber, kimyon ve naneyi ekleyin. Kaynatın, sonra ocaktan alın ve kapağı kapalı olarak 15 dakika dinlendirin.

2. Pazı yapraklarını: Ayıklayın ve kaynar suda 1 dakika haşlayın. Soğuk suda yıkayın ve süzün.

3. Maydanoz ve dereotu: İnce ince doğrayın.

4. Sarmalar için: Her pazı yaprağına bir kaşık harç koyun. Yanlardan katlayarak sarın.

5. Tencereye: Zeytinyağını ısıtın ve sarmaları dizin. Su ve limon suyunu ekleyin. Tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte 30 dakika pişirin.

6. Süsleme: Vişne ve maydanoz ile süsleyerek servis edin.

Püf Noktaları:

• Vişne yerine kuru üzüm de kullanabilirsiniz.

• Harca ek olarak rendelenmiş havuç veya kereviz de ekleyebilirsiniz.

• Sarmaları fırında da pişirebilirsiniz. Fırında pişirmek için, sarmaları fırın kabına dizin ve üzerine vişne suyu ve su dökün. 180 derece fırında 30-40 dakika pişirin.

• Sarmaları servis etmeden önce 10 dakika dinlendirin.

Afiyet olsun!

Master Cut
Ustalara Saygıyla, Usta İşi Lezzetler…

 

Farklı üretim yöntemleri ve zeytin çeşitleri, zeytinyağının lezzet ve aromasını doğrudan etkiler. Bizim de özenle uyguladığımız "master cut" tercihlerimizle ustalık konusunda serüvenimiz sürüyor.

Master Cut Nedir?
Master cut yöntemi, zeytinyağı üretiminin farklı aşamalarında titiz bir kontrol, seçicilik ve tercihleri içeren tekniktir. Bu yöntemde, zeytinler arazide ki konumu, sezona özel meyvenin gelişimi ve nispeten yeşil döneminde olmaları kıstaslarına göre dalında seçilir. En kusursuz meyveleri toplamak ilk önemli adımıdır. Hasat edilen zeytinler kısa bir süre içerisinde soğuk sıkım tekniğiyle sıkılmak üzere tesise alınır. Soğuk sıkım tekniğinin gereği olan 26 derecenin altında kalmak şartıyla çeşitli ısılarda testler yapılır. Bu deneme sıkımlarında az da olsa zeytin kaybı göze alınır. En iyi sezon reçetesine ulaşana kadar denemeye devam edilir. 

O senenin meyvesini en iyi temsil edecek koku ve lezzet yakalandığında sıkım işlemine başlanır.

Master Cut Yönteminin Faydaları:
- Maksimum Lezzet: Master cut yöntemiyle üretilen zeytinyağları, daha dengeli, burunda ve ağızda belirgin notalarıyla elegan bir lezzet sunar.  Bu zeytinyağları başta meyvemsilik, acılık ve yakıcılıkta güçlüdürler.
- Yüksek Kalite: Master cut yöntemi, zeytinyağındaki bileşenleri koruma noktasında ideale yakın ürünü çıkarır. Üretim sürecindeki bu hassasiyet bozulmayı minimuma indirir. Zeytinyağımız size geldiğinde, sonucu düşük asit oranı ve yüksek polifenol gibi bazı ölçümlerde görürsünüz. Bu da zeytinyağının raf ömrünü uzatır ve daha sağlıklı kılar..

Master Cut Zeytinyağı Nasıl Seçilir?
- Üretici: Butik ve güvenilir bir üreticiden zeytinyağı satın aldığınızdan emin olun.
- Tek Zeytin ya da Karışım: Farklı zeytin çeşitleri, farklı lezzet profilleri sunar. Eğer bir zeytin çeşidini beğeniyorsanız, etiket üzerinde %100 o zeytinden üretildiğini ya da karışık zeytinyağları tercih ediyorsanız zeytin oranlarını görün. 
- Hasat Tarihi: Natürel sızma zeytinyağının ambalaja konulduğunda dahi yaşayan bir yapısı vardır. Bu yaşam ve canlılık belirtileri zaman içinde azalır ve kaybolma eğilimine girer.

Master Cut yöntemi, zeytinyağı üretiminde bir mükemmellik arayışı olarak ortaya çıkar. Zamanla, markalar için standard haline dönüşür. Bu yüksek kalite için tercihleri olan markaların zeytinyağları, üstün lezzetleri, yüksek kaliteleri ve sürdürülebilirlikleri ile öne çıkar. Master Cut zeytinyağı satın alarak, hem damak zevkinize hitap eden bir ürünün keyfini çıkarabilir hem de sağlıklı beslenme prensibinize katkıda bulunabilirsiniz.

Zeytin çiftliğimiz yarım asırdır hiç tarım yapılmamış Bozburun, Kocaçat mevkii’nde (“Kocaçat” ismi dağların, derelerin birleştiği yer anlamında kullanılmış) kışı soğuk, yazı sıcak, rüzgarı pek bir yerde. Doğanın muhteşem anlatımıyla; zor durumdaysan ve şartlar seni zorluyorsa, en güzel meyveni (tohumunu) geleceğe bırak.

İşte zeytinlerimiz bu zor coğrafi ve iklim şartlarında tam da bunu sağlıyor. Bütün bir sene, bu şartları göğüslüyor ve sonunda en güzel meyvesi zeytinini bizlere veriyor. Bu zor şartlar zeytin meyvemiz de şaşırtıcı tatlar bırakıyor.

İşte böyle bir coğrafyada çiftçilik hikâyemiz 2011 Kasım ayında başladı.

Şimdi uluslararası pek çok ülke de jüriler önünde kazanılmış ödüllerimiz var. Bu ödülleri Anadolu’nun öz evladı Trilye çeşidi zeytimizle kazanmış olmak bizleri ayrıca mutlu ediyor.

Hiçbir hasat döneminde, çok ürün elde etmek gibi bir amacımız olmadı. Amacımız bu tutkunun peşinden koşmak. Tutkumuz; kuvvetli aroma, saf zeytinyağı ve zengin meyve içeriğini kaybetmemek. Ürünlerimizi deneyimlemiş ve her sene sayıları büyüyen Cumbalı dostlarımızı;
her hasatta olduğu gibi, ürünlerimizle tekrar tekrar şaşırtmak bizi çok keyiflendiriyor.

Afiyet olsun, sağlıkla kalın...